3 Ocak 2013 Perşembe

Bir Kitap Bir Film

Bugün size altını en severek çizdiğim, her sevdiğim insana ısrarla hediye ettiğim bir kitap önereceğim. Eğer Küçük Prens, Şeker Portakalı, Martı gibi sevgiyi güzel betimlemelerle anlatan kitaplardan hoşlanıyorsanız bu kitabı mutlaka almalısınız.

Kitap hakkında yazmadan önce kitapla bağlantı kuracağım bir de filmden bahsedeceğim. Ben Görsel İletişim Tasarımı mezunuyum, bu yüzden bol bol senaryo ve kamera kullanım teknikleri dersleri almışlığım var. Bahsedeceğim film de üniversitede uzunca bir dönem işlediğimiz bir film; Serseri Aşıklar (À bout de souffle). Imdb puanı 7.9

 
Filmin başrolünde oynayan ve 1979 yılında intihar eden Jean Seberg az sonra bahsedeceğim kitabın yazarının eski karısı. Ne alaka diyecek olursanız burada hüzünlü bir son girecek araya çünkü kitabın yazarı Romain Gary, eski karısının intiharından kendini sorumlu tutup tam 1 yıl sonra 1980 yılında tabancayla intihar etmiştir.

 
 

Yukarıda filmin afişini görebilirsiniz. Serseri Aşıklar sinemada bir devrim niteliği taşıyan belli başlı 5-6 filmden biridir. Yönetmeni Jean-Luc Godard ve film 1960 yapımı. Sigarayı yeni bırakanların izlemesini tavsiye etmiyorum, filmde bolca sigara içiliyor canınız çekebilir :)
 
Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz;
 
 
Şimdi gelelim öve öve bitiremediğim kitaba. Kitabın ismi Onca Yoksulluk Varken. Açıkçası ben ismini ilk duyduğumda Rus Edebiyatı'nın ağır bir romanı olduğunu düşünmüştüm, şimdi gülüyorum kendime. Fransız yazar Romain Gary bu romanı Emile Ajar takma adıyla yazmış. Çok edebi konulara girmek istemiyorum, sizi sıkmak istemem. Bu yüzden direk kitabın konusuna geçiyorum.
 
Ben bu baskısını okudum, çevirisi çok güzel. Diğer yayınevlerinden aynı tadı alamayabilirsiniz. O yüzden ısrarla bunu öneriyorum.

Kitap annesi fahişe olan Momo adında 10 yaşlarında bir çocuğun ağzından yazılmıştır. Annesi Momo'yu kendisi gibi fahişelik yapan sahipsiz çocuklara bakan Madam Rosa'ya bırakmıştır. Madam Rosa da, yaşlı eski bir fahişe ve bir Yahudidir.

Momo ve Madam Rosa, yoksulluğun hüküm sürdüğü hayatlarını her türlü zorluğa rağmen, sürdürmeye çalışıyor. Ama kitabın bendeki özel yeri 10 yaşındaki bir çocuğun sevgi ve hayat hakkındaki mükemmel tasvirleridir. Hepimizin Momo'dan öğreneceği çok şey var. Momo ve Madam Rosa'nın kurduğu bağ mükemmel. Kitabın hemen hemen çoğu sayfasında Momo'nun söylediklerinin altını çizdim. Defalarca okudum ve hediye ettim. Şimdi siz de tanışın istiyorum. Ayrıca aklıma takılan bu kitabı yazan farkındalık nasıl böyle bir son uygun gördü kendine.
 
İşte kitaptan sevdiğim alıntılar;
 
1) Mösyö Hamil, Mösyö Hamil, dedim ona.

Hiç nedensiz öylesine. Hala onu seven, adını bilen biri olduğunu anımsasın, bir adı olduğunu bilsin diye."
 
2) "Her şey o kadar büyüyor ki artık binden önce saymaya değmez"
 
3) "Mutluluk yokluğuyla tanınan bir merettir"
 
Benim aklıma gelenler bunlar. Lütfen bu kitabı hemen edinin ve bitirdikten sonra yorumlarınızı esirgemeyin. Bana teşekkür edeceğinizi düşünüyorum :) Sevmek gerek diyen bir kitap. Gerçekten "Sevmek gerek."
 
Romain Gary'nin intihar mektubu şu cümleyle bitiyor; "Çok eğlendim, teşekkür ederim, hoşçakalın."
  


1 yorum:

  1. Merhaba, ben Onca Yoksulluk Varken kitabının bu çevirisinden tad alamadım. Hatta Can Yayınlarının bir dönem bastığını duydum ama basımını bulamadım. Bulsaydım bir de onu alıp okuyacaktım. Kitabı bana sevdiğim bir arkadaşım önermişti. Güzel bir kitap, hikaye ama dediğim gibi nedense ben çeviriyi beğenmedim...

    YanıtlaSil